Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri

Haz 9, 2011 by

Kız Ku­le­si’ne ya­kın­dan ba­kan Sa­la­cak, Is­tan­bul’u şöy­le bir sey­re da­lıp da na­sıl bir gü­zel­li­ği gör­mez­den gel­di­ği­mi­zi ha­tır­la­tan Çam­lı­ca ve asır­lar­dır ya­şan­mış Is­tan­bul kül­tü­rü­nün so­ka­ğı­na, cad­de­si­ne sin­di­ği Üs­kü­dar…

Av­ru­pa ya­ka­sın­dan Üs­kü­dar’a ge­çer­ken Mih­ri­mah Sul­tan olan­ca za­ra­fe­tiy­le kar­şı­lar si­zi.

He­men önün­de­ki III. Ah­met Çeş­me­si, bi­raz iler­sin­de­ki Va­li­de-i Atik Ca­mii Os­man­lı’nın na­kış na­kış iş­le­di­ği mu­te­na bir sem­te “hoş­gel­di­niz” der gi­bi bu­yur eder mi­sa­fir­le­ri­ni…

Şeh­rin en önem­li ma­ne­vi ku­tup­la­rın­dan bi­ri­ne de ev sa­hip­li­ği ya­pan Üs­kü­dar’da Aziz Mah­mud Hü­da­yi Haz­ret­le­ri­nin der­ga­hı ve tür­be­si bu an­lam­da önem­li bir zi­ya­ret­gah ola­rak hem Is­tan­bul­lu­la­rın, hem de bu şeh­re ilk kez yo­lu dü­şen­le­rin mut­la­ka ara­yıp bul­duk­la­rı bir ha­cet ka­pı­sı­dır.

Zi­ra Üf­ta­de Haz­ret­le­ri­nin ta­le­be­si ola­rak Hak aşık­la­rı ker­va­nı­na ka­tı­lan Aziz Mah­mud Hü­da­yi Haz­ret­le­ri ya­şa­yı­şıy­la nefs ter­bi­ye­si ve tez­ki­ye­si yo­lun­da en bi­li­nen ör­nek­le­rin ba­şın­da ge­lir.

Os­man­lı dö­ne­mi Is­tan­bul ve­li­le­ri­nin bü­yük­le­rin­den Aziz Mah­mud Hü­da­yi, Cü­neyd-i Bağ­da­di Haz­ret­le­ri­nin nes­lin­den olup, Hz. Pey­gam­ber’in (s.a.v) so­yun­dan­dır.

Koç­hi­sar’da doğ­muş, çocuk­lu­ğu Siv­ri­hi­sar’da geç­miş­tir.

İl­mi­ni iler­let­mek  için Is­tan­bul’a ge­len Aziz Mah­mud Hü­da­yi, Kü­çük Aya­sof­ya Med­re­se­si’nde tah­si­li­ne de­vam eder. Ho­ca­la­rın­dan Na­zır­za­de Ra­ma­zan Efen­di, ona hu­su­si bir iti­na gös­te­rir.

Mah­mud Hü­da­yi genç yaş­ta; tef­sir, ha­dis, fı­kıh ve za­ma­nın fen ilim­le­rin­de bü­yük bir alim olur. Ho­ca­sı Na­zır­za­de onu ya­nı­na yar­dım­cı ola­rak alır.

Mah­mud Hü­da­yi bir ta­raf­tan ho­ca­sı Ra­ma­zan Efen­di’ye yar­dım eder­ken di­ğer yan­dan da ta­sav­vuf yo­lun­da iler­le­me­ye ça­lı­şır.

“Pa­di­şah­lar ar­kan­dan yü­rü­sün”

Bir as­ra ya­kın ömür sü­ren Aziz Mah­mud Hü­da­yi, ho­ca­sı Üf­ta­de Haz­ret­le­ri­nin “Pa­di­şah­lar ar­kan­dan yü­rü­sün” du­a­sı­nın ye­ri­ne gel­di­ği­ni gö­ren, se­kiz pa­di­şah dev­ri­ni ya­şa­mış bir gö­nül sul­ta­nı­dır.

Dev­rin pa­di­şah­la­rı da ona hür­met­te ku­sur et­mez­ler. III.Mu­rad Han, III.Meh­med Han, I.Ah­med Han, II.Os­man Han ve IV. Mu­rad Han’a na­si­hat­ler­de bu­lu­nur. Mu­rad Han’a sal­ta­nat kı­lı­cı­nı ku­şa­tır. Ay­rı­ca I.Ah­med Han, Aziz Mah­mud Hü­da­yi’nin ta­le­be­si ol­ma şe­re­fi­ne de nail olur.

 Za­man za­man pa­di­şah­la­rın da­vet­li­si ola­rak sa­ra­ya gi­dip, on­lar­la soh­bet­ler­de bu­lu­nur.

“Tür­be­mi­ze ge­lip Fa­tiha oku­yan­lar bi­zim­dir”

Os­man­lı’nın, yük­se­liş dö­ne­min­den ya­vaş ya­vaş du­rak­la­ma dev­ri­ne ge­çiş yap­tı­ğı bir de­vir­de ya­şa­yan Hü­da­yi Haz­ret­le­ri, dev­rin sul­tan­la­rı­nın adil, gay­ret­li ve ma­ne­vi­yat ba­kı­mın­dan zin­de ol­ma­la­rı için him­met gös­te­rir­ken bir ta­kım kar­ga­şa­dan bu­na­lan hal­kın gö­nül ya­ra­la­rı­nı ade­ta uz­man bir he­kim gi­bi sar­mış­tır. Bun­dan do­la­yı bir çok ki­şi, onun soh­bet, ir­şad ve hiz­met sof­ra­sı­na ko­şa­rak fe­rah­lar; der­ga­hı, sa­a­det ve gö­nül me­ka­nı olur.

Aziz Mah­mud Hü­da­yi Haz­ret­le­ri­nin, Sul­tan I. Ah­med Han’ın “Efen­dim! Sey­yid Ab­dül­ka­dir Gey­la­ni Haz­ret­le­ri­nin, kı­ya­met gü­nü ta­le­be­le­ri­ne ve pek çok gü­nah­kar mü­mi­ne şe­fa­at ede­ce­ği hak­kın­da ri­va­yet­ler var. Aca­ba zat-ı  ali­ni­zin biz­le­re bir va­a­di­niz ve müj­de­niz yok mu­dur?” so­ru­su üze­ri­ne yap­tı­ğı şu du­a­sı bir va­si­yet­na­me gi­bi asır­lar bo­yun­ca se­ven­le­ri­ ta­ra­fın­dan dil­den di­le söy­le­nir:

“Ya Rab­bi! Kı­ya­me­te ka­dar bi­zim yo­lu­muz­da bu­lu­nan­lar, bi­zi se­ven­ler ve öm­rün­de bir ke­re tür­be­mi­ze ge­lip ru­hu­mu­za Fa­tiha oku­yan­lar bi­zim­dir.

Bi­ze men­sup olan­lar, de­niz­de bo­ğul­ma­sın­lar, ahir ömür­le­rin­de fa­kir­lik gör­me­sin­ler, iman­la­rı­nı kur­tar­ma­dık­ça öl­me­sin­ler, öle­cek­le­ri­ni bil­sin­ler ve ha­ber ver­sin­ler ve de ölüm­le­ri de­niz­de bo­ğu­la­rak ol­ma­sın…”

Hak yo­lu­nun gö­nül eh­li sul­tan­la­rın­dan Aziz Mah­mud Hü­da­yi, 16 Ekim 1628 ta­ri­hin­de; ar­dın­da pek çok eser ve va­kıf bı­ra­ka­rak rah­met-i Rah­man’a yü­rür.

Gülcan TEZCAN

Bunu beğendiniz mi? O halde paylaşın:

Related Posts

Share This

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.