4 Kapı Meselesi

May 5, 2015 by

Tasavvuf’ ta 4 kapı vardır:

  1.  Şeriat Kapısı
  2.  Tarikat Kapısı
  3. Marifet Kapısı
  4.  Hakikat Kapısı

Öğreti olarak bu kapılar birer birer geçilerek Hakikate ulaşılır.

Öğrencilerinden biri Mevlana’ya sormuş;”Efendim bu 4 kapı meselesini ben pek anlayamıyorum.Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?”

“Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var ve hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at sonra gel sana anlatayım.”

Öğrenci gitmiş birincinin ensesine bir tokat aşketmiş. Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlana’nın öğrencisini yere yıkmış.

Öğrenci dayağı yemiş geri dönecek ama hocasına itaat var. Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat aşketmiş. O da derhal ayağa kalkıp elini kaldırmış. Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş.

Öğrenci devam etmiş üçüncüye de bir tokat atmış. Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş.

Dördüncü tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş.

Öğrenci Mevlana’ya dönmüş olanları anlatmış. Mevlana; “İşte sana istediğin örnekler; birinci şeriat kapısını geçememiş biri idi. Şeriatta kısasa kısas olduğu için tokadı yiyince kalktı aynısını sana iade etti.

İkinci tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı tam tokadı iade edecekti ki tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi. “Sana kötülük yapana bile iyilik yap”. Onun için döndü oturdu.

Üçüncü marifet kapısına kadar gelmiştir. İyinin ve kötünün tek Yaradandan geldiğini bilir inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı.

Dördüncü hakikat kapısını da geçmiştir. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir. Onun için dönüp bakmadı bile…

İşte o Hakikat kapısının anahtarı Eyvallah demekle olur. Eyvallah diyen öyle bir hakikate erer ki yaratılış gayesinin zirvesine çıkar.

İşte bu mübarek Zat , Hz. Mevlana)ın oğlu Sultan Veled şöyle demiştir:

“Bize ne irs-ı peder, ne servet ü ne cah kalmıştır,

Şuûr-ı hikmete karşı bir eyvallah kalmıştır.”

(Bizlere babamızdan maddi bir miras, büyük bir servet ve makam kalmadı.

Bizlere kalan , bunlardan çok daha kıymetli, bizleri evvelkilerin mevkiine erdiren, Hakk’ın hikmet tecellilerini eyvallahla karşılama hali kalmıştır.)

Alıntıdır.

Bunu beğendiniz mi? O halde paylaşın:

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.