Gelecek mi?
Bulaşık makinelerimiz, çamaşır makinelerimiz,
kurutucularımız, akıllı telefonlarımız,
beyaz eşyalarımız, ev aletlerimiz ve daha sayamadığım
birçok teknolojik imkanla donatılmış bir çağdayız
ama gel gör ki çekilecek de çilemiz varmış.
Dost bildiklerimiz düşman, duygular yalan oldu.
Krizler, savaşlar, afetler, virüsler gündemimizden düşmez oldu.
Çocuk yetiştirmek zor, basit yaşamak toz oldu.
Küresel ısınma, iklim değişikliği, çevre kirliliği derken hooop
buzullar da erir oldu. Velhasıl olanlar oldu! Hangi birine yanalım?
İlkokul öğretmenimiz gelecekte bizi bekleyenleri anlatırken,
sorumsuz davranmaya devam edersek, temiz suyu, havayı
parayla satın alacaksınız derdi.
Korkunç bir masal gibi dinler geçerdik.
Herkes şimdisini yaşarken, gelecek kimin umrundaydı?!
Bakın ben gelecekte haplarla falan beslenmek istemem.
Depresyona girerim.
Tabak, çatal, kaşık, bıçakla mis gibi ev yemekleri yemek isterim.
Döneri koruyalım, babadan oğula aktaralım.
Kısırı, nohut&pilavı, turşuyu unutmayalım.
Şaka bir yana korkmuyor değilim ama
ne kadar korksak da ömrümüz yeterse o günleri de göreceğiz
ve onlara da uyum sağlayacağız.